Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Yamaçlarda üzüm bağları. . Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Sağ, sol eski yapı. Biraz ileride büyükçe bir alan. Orada bir heykel. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. ",. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Regensburg’da. Heybetli ve gururlu duruyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor. . mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Tepede bir tapınak. Çevresine hiç uymayan bir yapı. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. 18. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. . Sislerin ardında güneş. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Hepsi de küçük ve sevimli. Kendine vadiler açıyor. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Büyük bir Yunan tapınağı. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. . Ludwig’in kalıtı. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Her şey tablo gibi. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak.

Tuna kıyısında bir gün...

Hepsi de küçük ve sevimli. Sağ, sol eski yapı. Sislerin ardında güneş. Ludwig’in kalıtı. . Kendine vadiler açıyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. . ",. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. . Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Büyük bir Yunan tapınağı. . Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Heybetli ve gururlu duruyor. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. 18. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Tepede bir tapınak. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Orada bir heykel. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Her şey tablo gibi. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Regensburg’da. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Yamaçlarda üzüm bağları. Biraz ileride büyükçe bir alan.