Hakikatin ‘kimlik’ arayışı

katında yer alan Taksim Sanat, 26 Ocak’tan beri “Kimlik Göstergeleri” sergisine ev sahipliği yapıyor. AİLE, KADIN, EMEKSemra Bayram’ın “Kadın” ve “Kadın Olmak” eserleri, günümüz toplumundaki “kadın”ın halini yansıtıyor. 25 Şubat’a kadar gezilebilecek sergide, 25 farklı sanatçının eserleri yer alıyor. Küratör olarak işinin sanatçıları tanımak, yapıtlarını incelemek ve bu yapıtları topluma sunmak olduğunu vurgulayan Madra, “Değerli sanatçı Ferhat Özgür eğittiği bir grup sanatçıyı bana tanıtarak benim işimi yapmama yardımcı oldu. Burada benim için önemli olan bu sanatçıların yaşadıkları dönemin hakikatleri açısından bir farkındalığa sahip olduklarını görmekti” ifadelerini kullandı. İnceleme sonucunda bu sanatçıların yaşadığımız düzen ve coğrafi bölgedeki insan kimliğini etkileyen doğal, geleneksel, güncel, toplumsal öğeler ve büyük anlatılar üzerinde yoğunlaştıklarını gördüm. ",İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ’nin kamusal sergi alanı olan ve Taksim metrosunun -1. Postman’ın orada sorduğu gibi, “Televizyon nedir? Ne tür konuşmalara olanak tanır? Hangi entelektüel eğilimleri cesaretlendirir? Ne tür bir kültür üretir?” sorularını yeniden düşünmenize olanak sağlıyor. Genç kuşak özellikle bu tekno-feodalist düzenin içine doğdu ve yaşamı buna göre biçimleniyor; geçmiş kuşaklara oranla kimliğini oluşturmak, korumak gibi bir güce sahip olmaları gerekiyor” yanıtını veriyor. Eser, Neil Postman’ın “Televizyon: Öldüren Eğlence”sini çağrıştırıyor. ",. Aydınger kâğıt, tuval ve kumaşı araç olarak kullanan ressam, kadına karşı şiddetin boyutunu gözler önüne seriyor. Yeliz Akarsu ise “Emeğin Biçimsel Boyutu” eserinde, foto manipülasyon tekniğiyle emekçinin emeğini bedenine resmediyor, yıllar sonra oluşan tahribatı aktarıyor. BAKTERİ VE ZAFERSergi salonuna girdiğiniz anda dikkatinizi çeken ilk eser, Barış Kandemir’in ahşap ve üç boyutlu plastik heykeli, “Bakterinin Zaferi”. ‘KİMLİĞİ OLUŞTURMAK, KORUMAK’Serginin küratörü Beral Madra, “Kimlik kavramının üzerinde yoğunlaşmanızın nedeni nedir” sorumuza, “Günümüz sanat yapıtlarında şu üç kimlik karşılaşır: Sanatçının kimliği, sanat yapıtında yansıtılan kimlik ve bu yapıtı izleyenin kimliği. Metin Katırcılar’ın “Aile Fotoğrafı” eserinde, yüzleri ve bedenleri olmayan aile üyeleri, aile ilişkilerinin düzeyini sorgulatıyor. Küratörlüğünü Beral Madra’nın, sanat danışmanlığını ise Ferhat Özgür’ün yaptığı sergi, resim, fotoğraf, video, heykel ve çeşitli teknikte yerleştirmelerden oluşuyor. Artık iyice palazlanan gösteri çağının, her türlü iktidar sahiplerinin bir oyun alanına dönüşen televizyonlarında, her akşam evlerimize giren zararlı bakterilerin zafer çığlıklarını resmediyor. Yapay zekâ ile yapay kimliklerin oluşturulabildiği tekno-feodalist düzende kimlikler insanın özgün doğasına ilişkin göstergeler olarak önemli oldu.

Hakikatin ‘kimlik’ arayışı

",İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ’nin kamusal sergi alanı olan ve Taksim metrosunun -1. Postman’ın orada sorduğu gibi, “Televizyon nedir? Ne tür konuşmalara olanak tanır? Hangi entelektüel eğilimleri cesaretlendirir? Ne tür bir kültür üretir?” sorularını yeniden düşünmenize olanak sağlıyor. Küratör olarak işinin sanatçıları tanımak, yapıtlarını incelemek ve bu yapıtları topluma sunmak olduğunu vurgulayan Madra, “Değerli sanatçı Ferhat Özgür eğittiği bir grup sanatçıyı bana tanıtarak benim işimi yapmama yardımcı oldu. Aydınger kâğıt, tuval ve kumaşı araç olarak kullanan ressam, kadına karşı şiddetin boyutunu gözler önüne seriyor. 25 Şubat’a kadar gezilebilecek sergide, 25 farklı sanatçının eserleri yer alıyor. katında yer alan Taksim Sanat, 26 Ocak’tan beri “Kimlik Göstergeleri” sergisine ev sahipliği yapıyor. İnceleme sonucunda bu sanatçıların yaşadığımız düzen ve coğrafi bölgedeki insan kimliğini etkileyen doğal, geleneksel, güncel, toplumsal öğeler ve büyük anlatılar üzerinde yoğunlaştıklarını gördüm. Metin Katırcılar’ın “Aile Fotoğrafı” eserinde, yüzleri ve bedenleri olmayan aile üyeleri, aile ilişkilerinin düzeyini sorgulatıyor. Eser, Neil Postman’ın “Televizyon: Öldüren Eğlence”sini çağrıştırıyor. ",. Genç kuşak özellikle bu tekno-feodalist düzenin içine doğdu ve yaşamı buna göre biçimleniyor; geçmiş kuşaklara oranla kimliğini oluşturmak, korumak gibi bir güce sahip olmaları gerekiyor” yanıtını veriyor. Küratörlüğünü Beral Madra’nın, sanat danışmanlığını ise Ferhat Özgür’ün yaptığı sergi, resim, fotoğraf, video, heykel ve çeşitli teknikte yerleştirmelerden oluşuyor. Yapay zekâ ile yapay kimliklerin oluşturulabildiği tekno-feodalist düzende kimlikler insanın özgün doğasına ilişkin göstergeler olarak önemli oldu. ‘KİMLİĞİ OLUŞTURMAK, KORUMAK’Serginin küratörü Beral Madra, “Kimlik kavramının üzerinde yoğunlaşmanızın nedeni nedir” sorumuza, “Günümüz sanat yapıtlarında şu üç kimlik karşılaşır: Sanatçının kimliği, sanat yapıtında yansıtılan kimlik ve bu yapıtı izleyenin kimliği. Yeliz Akarsu ise “Emeğin Biçimsel Boyutu” eserinde, foto manipülasyon tekniğiyle emekçinin emeğini bedenine resmediyor, yıllar sonra oluşan tahribatı aktarıyor. BAKTERİ VE ZAFERSergi salonuna girdiğiniz anda dikkatinizi çeken ilk eser, Barış Kandemir’in ahşap ve üç boyutlu plastik heykeli, “Bakterinin Zaferi”. Artık iyice palazlanan gösteri çağının, her türlü iktidar sahiplerinin bir oyun alanına dönüşen televizyonlarında, her akşam evlerimize giren zararlı bakterilerin zafer çığlıklarını resmediyor. AİLE, KADIN, EMEKSemra Bayram’ın “Kadın” ve “Kadın Olmak” eserleri, günümüz toplumundaki “kadın”ın halini yansıtıyor. Burada benim için önemli olan bu sanatçıların yaşadıkları dönemin hakikatleri açısından bir farkındalığa sahip olduklarını görmekti” ifadelerini kullandı.