Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Biraz ileride büyükçe bir alan. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Regensburg’da. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Heybetli ve gururlu duruyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Sislerin ardında güneş. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. 18. ",. . MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Hepsi de küçük ve sevimli. Sağ, sol eski yapı. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Yamaçlarda üzüm bağları. . Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Kendine vadiler açıyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Büyük bir Yunan tapınağı. Tepede bir tapınak. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. . 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Ludwig’in kalıtı. Her şey tablo gibi. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Orada bir heykel. Sislerin ardından güneş çıkıyor. . Çevresine hiç uymayan bir yapı.

Tuna kıyısında bir gün...

Sağ, sol eski yapı. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. . 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Yamaçlarda üzüm bağları. Her şey tablo gibi. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Ludwig’in kalıtı. Sislerin ardında güneş. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Biraz ileride büyükçe bir alan. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Büyük bir Yunan tapınağı. ",. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Regensburg’da. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Heybetli ve gururlu duruyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. . . Hepsi de küçük ve sevimli. Kendine vadiler açıyor. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Orada bir heykel. Tepede bir tapınak. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. . 18.